Koronavirüsün İnsanlar Üzerinde Yarattığı Kaygı, Obsesyon ve Depresyon Düzeylerinin İncelenmesi
( ISPARTA)
Isparta ilinde bulunan 395 birey ile yaptığımız çalışmada salgının insanların ruhsal durumunu nasıl etkilediğini araştırdık; bu bağlamda kaygı, obsesyon ve depresyon düzeylerini inceledik.
Salgın, bir hastalığın veya başka bir durumun yaygınlaşması ve birçok kimseye birden bulaşması olarak tanımlanır.
Anksiyete, kaygı olarak da adlandırılmaktadır. Fizyolojik belirti olarak nefes almada zorluk, çarpıntı, aşırı terleme ve el-ayakta titreme gibi belirtiler ile birlikte psikolojik olarak sıkıntı, heyecan, aniden kötü bir şey olacakmış hissi ve korkusu oluşabilmektedir. Bireyde tanımlanması zor bir korku ve endişe duygusu hakimdir.
Obsesif kompulsif bozukluk, mantık dışı olduğunu bilindiği halde tekrar tekrar zihni meşgul eden kontrol altına alınamayan düşünceler ve düşünce takıntılarının sebep olduğu sıkıntının yok olması amacıyla bazı hareketleri defalarca yapmak şeklinde seyreden bir psikiyatrik bozukluktur.
Depresyon, sürekli bir üzüntü ve ilgi kaybına neden olan bir duygu durum bozukluğudur.
Çalışma Isparta il sınırları içerisinde bulunan 395 bireyin katılımıyla gerçekleşmiştir. Araştırma sonuçlarına bakıldığında katılımcıların yaklaşık %67’lik gibi bir çoğunluğun Covid-19 tanısı aldığı saptanmıştır. Buna yakın bir oran ile %66’lık dilimin ailesinde risk altında bireyler olduğu görülmüştür. Katılımcıların yaklaşık %50’sinin koronavirüsle ilgili bilgilenme şeklinin sosyal medya seçeneği olduğu görülmüştür. Katılımcıların %59’luk diliminin sosyal medyada geçirdikleri zamanın 2 saatten daha fazla olduğu görülmüştür.
Çalışma grubunda yer alan bireylerin %55’lik kısmının sürekli el yıkamak, evi ya da eşyaları dezenfekte etmek gibi salgın sonrası yeni davranışlar edindiği saptanmıştır. Bunun yanı sıra katılımcıların salgının günlük yaşama etkisi seçeneğine %47’lik kısmının “oldukça etkiledi” %37’lik kısmın ise “çok fazla etkiledi” yanıtını verdiği görülmekte olup bu iki yanıt birlikte ele alındığında, yaklaşık %80’lik gibi büyük bir çoğunluğun yaşam şekline salgın etkisinin göz ardı edilemeyecek kadar fazla olduğu saptanmıştır. Birey alıştığı yaşam koşullarının dışına çıktığında duygusal, psikolojik, maddi ve manevi olarak farklılıklar hissedebilir.
Kadınların kaygı, obsesif-kompulsif ve depresyon düzeylerinin erkeklere göre yüksek orana sahip olduğu saptanmıştır. Yaş aralıklarına göre baktığımızda ise 20-29 yaş arası bireylerin kaygı, obsesif-kompulsif ve depresyon düzeylerinin en yüksek orana sahip olduğu görülmüştür. Koronavirüsün gençler üzerindeki etkisinin en yüksek olmasının nedenleri düşünüldüğünde; ani eğitim alışkanlığı değişikliği, işten çıkarılma korkusu, diğer aile bireyleri ile anlaşmazlıklar, sosyal izolasyon ve pandemi sürecinin bitişindeki belirsizlik gibi etkenler tetikleyici olduğu düşünülebilir.
Medeni durumlarına göre baktığımızda ise bekar bireylerin kaygı, obsesif-kompulsif ve depresyon düzeylerinin evli bireylere göre daha yüksek orana sahip olduğu görülmüştür. Çalışma durumuna göre baktığımızda ise çalışmayan bireylerin kaygı, obsesif-kompulsif ve depresyon düzeylerinin çalışan bireylere göre daha yüksek orana sahip olduğu görülmüştür.
NOT: Çalışma 275 kadın, 120 erkek olmak üzere 395 kişiden oluşmakta ve Isparta il sınırları içerisinde bulunan bireylerin katılımıyla gerçekleşmiştir. Bu nedenle çalışma sonuçları genellemeye uygun değildir. Örneklem sayısının artırılması ve il sınırları dışında da Türkiye genelinde çalışmanın tekrar yapılması önerilebilir.
Uzman Klinik Psikolog Sueda Nur Dolunay
Mk Psikoloji ve Diyet Kliniği – Isparta Merkez